MP3 dünyası böylesine iştah kabartırken size yeni açıklanan bir bilimsel makaleyi aktarmak istiyorum. Maalesef kaynağı bulamıyorum. (Evdeki dergilerden birinde ama çok fazla dergi var bir türlü bulamadım.)
Bildiğiniz gibi MP3 tipi ses sıkıştırmalar, Winzip tarzı sıkıştırmalardan HUFFMAN kodlamadan farklı. Daha çok JPEG sıkıştırmaya benziyor ama onunla da aynı değil. Özellikle kayıplı dediğimiz bir sıkıştırma şekli.
 

http://en.wikipedia.org/wiki/Mp3
http://mpgedit.org/mpgedit/mpeg_format/mpeghdr.htm

Bilenler kusura bakmasın kısaca açıklıyorum; İnsan kulağının duymasındaki alt eşiğin altı ve üst eşiğin üstü aslında bizim için yoktur. Bir çok insan için bir çok ses frekansı da algılanabilir değildir. Ama müzisyenler en ufak tınıyı nüansı farkeder ve böylece Stradivarius kemanları paha biçilmez kemanlar olur. Analog kayıtla alınan ses örneği MP3 yapılırken insan kulağının az algıladığı bu frekanslar çıkarılır. Geriye özet bir müzik kalır.Evet MP3 formatı kulakta belli frekansları çok uyardığı ve bazı frekansları hiç kullanmadığı için (hangi şarkı olursa olsun farketmiyor) insan kulağında işitme tembelliği meydana getirmeye başlıyor.

İlginç ve acayip değil mi?

Bir adım öteye gidelim. MP3 satışlarında 128kbps lik bir örnekleme çoğu kişi için yeterli ama tanıdığım pek çok müzisyen 250kbps’lik örneklemede bile deli oluyor. CD’yi takıp dinliyor sonra mp3 dinliyor ve “Aynısı değil” diyorlar.

Tıpkı sinemada el kamerası ile yapılan gizli çekim filmle, DVD kayıt farkı gibi. Bir filmi izlemek için ilki ne kadar saçmaysa ikincisi o kadar mantıklı.

Gelgelelim hepimiz MP3 dinliyoruz. Çünkü çok pratik. Dijital çalıcılar taşınabiliirlik vs. Asıl problem her insanın çok fazla müzikten hoşlanması. Eğer sadece belli bir tür müzik dinlesek, aldığımız albüm sayısı sınırlı olur fiyatlar pahalı da olsa sineye çekerdik. Ama ben kendimi sınırlayamam kimse de sınırlayamaz. Bu nedenle çok yakında ciddi bir telif hakları koruma göreceğiz. Hem hukuken, hem donanımsal hem yazılımsal olarak. İşletim sistemleri ve mikroişlemciler orjinal ve hakları satın alınmış eserleri çalacak. Olmayanları izletmeyecek/yayınlamayacak. Crackerlar belki yine kıracaklar ama sanırım kolay olmayacak.

Şu an cicim ayları webin. İyice alışmamız ve teknolojinin gelişmesi bekleniyor. Yakında Parabiber gibi yeni ödeme yollarıyla ve dev veritabanları ile her şey satın alınacak.

Ayrıca P2P ağlarda paylaşım da ayrı bir olay. (Emule, Kazaa, E-donkey, Imesh, Morpheus, Overnet vs. vs.)
Internet2′nin denendiği ABD akademik çevrelerinde, öğrencilerin süper hızlı ağlarda dosya paylaşmasıyla o ağlarda P2P kapatılmıştı yakın zamanda hatırladığım kadarıyla.

Otoritelerin istedikleri an binlerce kişiyi “Peer to Peer” ağda suçlamaları ya da yeni bulacakları yeni saldırı metotlarıyla sallamaları mümkün.

NOT1 : Türkiye şartlarında bir sanatçının müzik, resim, yazı, web sitesi, Yeşilçam artistiliği vs. yaparak geçinmesi kolay değildir. En üst tabaka hariç çoğunun diğer bir işi vardır veya aileden gelenlerle yaşarlar. Ama onlarda az bir payı aldıklarına göre asıl payı plak/kaset firmaları götürür Lütfen bunu unutmayalım

NOT2 : South Park’ın telif hakları ile ilgili bir videosu var izledim ve çok güldüm. Cidden anlamlıydı. Ama ona link vermem telif haklarına aykırı çünkü izinsiz webden yayınlanamaz Ne paradoks değil mi?

NOT3 : STEALTH filminden kısa bir not.

Yapay zeka uçak bir şeyler yapıyor. Pilot diğer uzmanla konuşuyor.

- En azından şarkı güzel.
- İnternetten şarkı indiriyor.
- Öyle mi? Kaç tane var?
- Hepsini !!!
- Başın yakında kayıt şirketleriyle belaya girecek dostum.

Gördüğünüz gibi her yerde aynı mesaj veriliyor.
 
Aşağıdaki adreste bir grup forum üyesi her yönüyle tartışıyoruz.
http://forum.zoque.net/showthread.php?t=20739
Kaynakça: 
http://en.wikipedia.org/wiki/Mp3
http://mpgedit.org/mpgedit/mpeg_format/mpeghdr.htm
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=parabiber